29 Mayıs 2009 Cuma

Mutluluk...:-)))

Mutluluk, isteklerimize ulaşmak için yaptığımız yolculuktur.

Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvanç durumu, saadet, bahtiyarlık diyor sözlükler mutluluk için.

Bir başkası mutluluk için erişilmesi güç, çünkü isteklerimiz sürekli değişir der.

Ben isteklerimize ulaşmak için yaptığımız yolculuktur diyorum.

28 Mayıs 2009 Perşembe

KÜÇÜK BİR HİKAYE-Mutluluk

“Zamanın birinde hükümdarın biri bir yarışma düzenlemiş. En güzel mutluluk resmi yapan kişi en büyük ödüle hak kazanacakmış. Duyuru tüm ülkeye yayılmış. Ne kadar ressam varsa hepsi hazırlanmaya başlamışlar. Çok güzel eserler ortaya çıkarmışlar. Kimisi dingin bir göl resmi yapmış, kimisi doğadan güzel bir kesit hazırlamış, kimisi deniz manzarası oluşturmuş, kimisi aşkı resmetmiş, kimisi sevgiyi.

Günlerce süren çalışmalar sonrasında yarışma günü gelmiş çatmış. Onlarca ressamın eserleri hükümdara sunulmak üzere sergilenmiş. Hükümdar hepsini tek tek incelemiş ve içlerinden birini seçmiş.

Seçtiği resim adeta bir kaos ortamını yansıtmaktaymış. Resimde fırtına öncesi karanlık, rüzgarın şiddetini ifade çizgiler, bir çağlayan ve adeta kontrolsüzce akan bir nehir ve nehrin hemen dibinde bir ağaç. Ağacın üzerinde bir kuş yuvası, yuvanın içinde 3 tane yavru kuş ve annelerinin onları beslerkenki “an“ resmedilmişti.

Hükümdar bu resmi yapan ressamı çağırır ve onun resmini “mutluluk“ resmi olarak seçtiğini ilan eder. Bu seçimin ardından büyük bir uğultu kopar diğer ressamlar arasında. Bir türlü anlayamazlar neden hükümdarın bu resmi seçtiğini. Onlara göre bu resmin neresi mutluluk ifadesidir, resmin bir kaos ortamından farkı yoktur ki. Resim insanda mutluluk yerine korkuyu çağrıştırmaktadır yine onlara göre..

Ve hükümdara sorarlar neden bu resim diye?

Hükümdar cevap verir ; “Gerçek mutluluk kaos ortamında dışarıda olandan etkilenmeden, geçirgenliğini koruyarak, huzur içinde hayatına devam edebilmektir“ der.

21 Mayıs 2009 Perşembe

İletişimin gücünden yararlanın...

Mutlu bir aile olmak için iletişimin gücünden yararlanın
Çocukla iletişim kurmanın yolları aslında bize başkaları ile de iletişim kurmanın kapılarını açıyor.

Nasıl mı iletişim kuracağız?

İletişim kurabilmek yaşamın en temel taşlarından biri. Artık biliyoruz ki iletişim bebeklik döneminde başlıyor ve yaşamın sonuna kadar devam ediyor. İletişim bebekken başladığı için çocuklara doğru iletişimi öğretmek biz anne - babalara düşüyor. Peki biz bunu ne ölçüde yapabiliyoruz? Bunun yanıtı herkese göre değişiyor. Huyumuz, karakterimiz kısacası kişiliğimiz aslına bizim başkaları ile olan iletişim şeklimizi de belirliyor. Ancak çocuğumuzla iletişim kurarken "ben böyleyim" deyip geçmemek gerek.

O halde ne yapmalı? Öncelikle iletişimin ne olduğunun bilinmesi gerek, iletişimi tarif edelim: "İletişim, düşünce ve duygularımızı her yolla aktarabilmektir. İletişim; ne söyleyeceğimizi bilmek, bunu ne zaman söylemenin daha uygun olacağına, nerede söylemenin doğru olduğuna karar vermek, en iyi nasıl söyleneceğini düşünmek, olayları basitçe anlatabilmek, akıcı bir dille ve karşımızdaki kişiyle göz ilişkisi kurarak konuşabilmek, dikkati yoğunlaştırmak ve verilen tepkiyi fark edebilmektir. Seçimler bakış açımızı ve iletişim tarzımızı belirliyor. Değer yaratan iletişim için öncelikle iletişim amacımızı bilmeliyiz, karşımızdakini anlamalıyız, gözlemlemeli ve dinlemeliyiz. İletişim tarzımızı seçmeli ve bunu büyüklere farklı, çocuklarımıza farklı değil, tek bir tarzda, tutarlı bir davranış ve dille sürdürmeliyiz."

Çocuklarla nasıl iletişim kurmalı?

Çocuklarımız ile iletişimde tarzımız ne? Birçok anne baba gibi sizinde biri büyükler ve biri çocuklar için iki ayrı diliniz mi var? Kendinize veya çevremizdeki diğer yetişkinlere söylense çok bozulacağımız, gururumuzun kırılacağı sözleri çocuklarımız küçük, nasıl olsa kaldırır diyenlerden misiniz?

Bu soruları kendimize sormamız gerekiyor. "Çocuğumla bir türlü iletişim kuramıyorum diyorsanız, bir gözlemleyin lütfen, iletişim kurmaya çalıştığınızda, konuşan mısınız, dinleyen mi? Anlaşılmak için mi, anlaşmak için mi konuşuyorsunuz? Anlamak için mi, anlatmak için mi iletişim kuruyorsunuz? Öğrenmek için soru mu soruyorsunuz, sorguluyor musunuz? Anlamak için dinlemiyorsak, sorgularız, ders veririz ve engel yaratırız. Çocuklarımız birkaç denemeden sonra bizimle konuşmaktan vazgeçerler."

İletişim sırasında ortaya çıkan tavrınızı, iletişim dilinizi gözden geçirerek etkili iletişim için bugün bir adım atabilirsiniz. Birçok iletişim biçimi var: Uyaran, öğüt veren, emir veren, yönlendiren, nutuk çeken, sınayan, sorgulayan, kapatan, tehdit eden, alay eden, öven, öğreten, yorumlayan, analiz eden, güven veren, duygularını paylaşan... bu iletişim biçimlerinden sadece birkaçı.. Yanlış biçim tercih edildiğinde iletişim hataları ile karşı karşıya kalınıyor.

Bunun sonucunda neler mi oluyor?

Çocuğumuzu anlamadan geliştirdiğimiz iletişim dilimiz, bazı sonuçlara sebep olur:
Bizimle konuşmalarını engeller,
Savunmaya geçirir,
Kavgacı yapar, karşı saldırıya geçirir,
Yetersiz olduklarını düşündürür,
Küstürür, kızdırır,
Kendilerine güvenilmediğini hissettirir,
Anlaşılmadığını hissettirir,
Kendisine değer verilmediğini hissettirir.
İletişimde doğru mesajı verin
İletişim engelleri yaratmamak için etkin dinlemek ve anlamak gerekiyor. Soruların dili ve seçilen kelimeler de önemli bir rol taşıyor.

İşte bir örnek:

ÇOCUK gelir ve annesine; "Ayşe'ye küstüm, onunla oyun oynamak istemiyorum, hep ağlıyor, eve gitmek istiyor" der.

ANNE; "Onu ağlatacak ne yapıyorsun?"

ÇOCUK; "Hiçbir şey yapmıyorum" der, içini çeker, susar ve uzaklaşır.
Annenin sorusunda bir yargı ve yönlendirme var. Anlamak ve dinlemek için iletişim kurmak için ne yapabilir?

ANNE;
"Bu konuda konuşmak ister misin?" (seni dinlemeye hazırım mesajı)

"Bu konuda ne hissediyorsun?" (seni anlamaya hazırım mesajı)

"Ayşe'nin de senin gibi eğlenerek oynaması için bir yol olmalı?" (senin düşüncelerin ve çözümlerin benim için önemli, düşüncelerini merak ediyorum)

sevgini göster, anı yaşa

istekle...

romantik !

MÜMKÜN OLSAYDI...




Çocuğumu yeniden yetiştirmem mümkün olsaydı,
Ona işaret parmağımı kaldırıp
Yasaklar koymak yerine,
Parmaklarıyla resim yapmayı öğretirdim.

Hatalarını az düzeltir,
Onunla daha çok yakınlık kurmaya çalışırdım.
Onu sadece gözlerimle izler, saat kısıtlamaları koymazdım.
Daha bilgili olmaya çalışır, daha çok şefkat gösterirdim.

Onunla daha çok yürüyüşlere çıkar, uçurtmalar uçururdum.
Ona karşı ciddi bir tavır içinde olmak yerine,
Onunla oyun oynardım.
Onunla kırlarda koşar, yıldızları seyrederdim.

Onunla daha az çekişir, ona daha çok sarılırdım.
Önce benlik saygısı kazanmalarını sağlar,
Sonra bir ev almaya çalışırdım.
Ona her zaman katı davranmaz,
Onu daha çok onaylar ve yüreklendirirdim.

Güç konusunda daha az ders verir,
Sevgi konusunda daha çok şey öğretirdim.

MUTLU EVLİLİK OKULU "kocam size emanet"



NEDİR?


Bu bir gelişim ve değişim kampı,
Bu bir yarışma,
Ancak diğer yarışmacılar ile değil, kendiniz ile yarışıyorsunuz,
Karınızın sizde değişmesini istediği yanlarınıza bakarken, kendinizi fark ediyor, kendinizin beğenmediğiniz yanlarını fark ediyor, hedefler belirleyip, uzmanların desteği ile hedefinize ulaşmak için kendiniz ile yarışıyorsunuz,
Eğlenceli bir gelişim ve değişim programı,

NEDEN?
Erkekler gelişirken, kadınlar da pek çok farkındalık yaşıyorlar,
Erkekler; Kendini daha iyi hissetmek için, daha iyi görünmek için, daha mutlu birey olmak için, daha mutlu bir evlilik yaşamak için katılıyorlar.